Skip to main content

Bugün, Batı dillerinin tamamında değişik söyleyişleri olan ‘oil’ kelimesi, eski Yunanca’da zeytin ağacı anlamına gelen ‘eleia’ kelimesinden türemiştir. Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve ‘zeytin bütün ağaçların ilkidir‘ denilmektedir. Zeytinin yer almadığı kutsal kitap ya da efsane yok gibidir. Zeytin ağaçları, geçmişte bir tanrıçanın şehrini süsler: III. Ramses’in, Güneş Tanrısı Ra’ya armağanıdır bu bahçe. Zeytinyağı ise Mısır’daki ayinlerde günahlardan arınma aracı olarak kullanılmış. Athena = zeytin ağacı; adını yine bir efsaneden almıştır. Kuran’ı Kerim  ise zeytinin (incirle birlikte) insanlığa bir hediye olarak Sina Dağı’na cennetten indirildiğini yazar ve çok defa zeytin ağacı üzerine yeminler içerir. Kuran’a göre zeytin mübarektir, zeytinyağı ateşe dokunmasa bile ışık çıkaracak gibi berraktır. Homeros, zeytinyağına sıvı altın yakıştırması yapar. Solon’un kanunları zeytin ağacını kesenleri cezalandırır. Zeytin ağacı 39.000 yıl önce de varmış. Yani zeytin, eski ve taze olmayı koruyabilen ağaç âleminin mükemmel bitkisi…

Ege Denizi’ndeki Santorini Adası’nda yapılan arkeolojik çalışmalarda zeytin yaprağı fosilleri bulunmuş. Kurutulup kaynatıldığında şeker hastalarının şeker seviyesini dahi düzenleyen, böbrekleri çalıştıran zeytin yaprağı…

Kuzey Afrika’daki Sahra Bölgesi’nde gerçekleştirilen arkeolojik araştırmalarda da Milattan Önce 12 bin yılına ait zeytin ağacı bulgularına rastlanmış. Ne çok soru var zeytin ile ilgili, daha da gerilere gidip sorgulamak geliyor, insanın içinden.

Uzun yıllar süren yaşam mücadelesi içerisinde zeytin ağacı ile birlikte zeytin üreticileri de sabrın en güzelini gösteriyorlar. Efsanelerde yaşamış gibi, zeytinden vazgeçmeyen o sevgili emekçi üreticilerimiz, dalından yağına kadar zeytinin masalını yaşayan, yaşatan emekçilerimiz. Tarihe kucak açmış, ne denli değerler olduğunuzu biliyor musunuz? Varlığınız geçmişe, kutsal kitabımıza ve geleceğe yazılacak bir efsane belki de. Dallarında zeytin yaprağı, zeytininde yağ, yağında sağlık olan gücü üretmenin onuru sizde…

Hiç bitmeyen zeytin sevgisi bizde. İçinde sevgi olan her üretim verimi arttırır. Bu sevgiye yakalananlar şemsiyesiz dolaşsınlar. Emeğiniz terinizdir ve başarınız terinizde saklı olacak.

“Eserine uzun ömür dileyen uzun zaman sarf eder.”
Cenap Şehabettin

[trx_image url=”http://www.hayalbahceden.com/wp-content/uploads/2017/05/gulten-kaptan-foto.jpg” title=”Prof. Dr. Gülten KAPTAN” align=”left”] 1977 yılında İstanbul/Maltepe Lisesi fen bölümünden mezun olmuştur. Üniversite eğitimini 1978-1983 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda tamamlamış ve lisans diploması almıştır.
1985 ve 1993 yılları arasında Cumhuriyet Üniversitesi Hemşirelik Yüksek Okulu’nda Araştırma Görevlisi ve Öğretim Görevlisi olarak görev yapmıştır.

1989 yılında aynı üniversiteden Bilim Uzmanlığı diploması almıştır. 1993-1995 yılları arasında Van 100. Yıl Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Hemşirelik Bölümü’nde Öğretim Görevliliği yapmıştır. 1997 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nden İç Hastalıkları Hemşireliği alanında Doktora diploması almıştır. Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü’nde Öğretim Görevliliği ve Müdür Yardımcılığı, 1997 yılında Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda Yardımcı Doçent unvanı almış ve müdür yardımcısı olarak görev yapmıştır. 2005 yılında Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Yüksekokulu’nda İç Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Dalı’nda Doçentlik unvanı almıştır.

Celal Bayar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı ve aynı üniversitede Sağlık Yüksekokulu Müdürü ve Celal Bayar Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesinde Hemşirelik Hizmetleri Müdürü olarak da görev yapmış olan Kaptan, şu anda Beykoz Üniversitesi’nde öğretim üyesi ve yönetici olarak görevini sürdürmektedir. Alanında birçok ulusal ve uluslararası yayınları ve kitapları bulunan KAPTAN İngilizce bilmektedir ve bir erkek çocuk annesidir.